“İnternet,
insanların ve markaların kendilerini ifade etmeleri (pazarlamaları), ürün ve
hizmetlerini satmaları için büyük bir fırsat.”
Kulağa
süper geliyor değil mi?Evet çok güzel! Peki bir soru daha “Markalar bu gücü
nasıl kullanacaklar? Bu da oyunu yeniden başlatan soru değil mi? Çünkü rekabet
her yerde ve markaların peşini asla bırakmıyor!
Milyonlarca
insana fiziksel bir engel yaşamadan ulaşabilme pratiği süper ama bu fırsat
herkesin elinin altında.Peki en temel anlamda atılması gereken adımlar neler
diye düşünürsek; aslında cevap basit!
Bu
gereklilikleri kaç yıldır anlatıyoruz,yazıyoruz ancak hala uygulamayan
markalar için bir daha üzerinden geçelim.Bu anlamda başarılı markaları da bir
kez daha bu vesileyle alkışlayalım!
Eğer
bir pazarlamacı, şirketinin internet ortamındaki durumunu güçlendirmek
istiyorsa, çok temelde arama motorlarına uygun teknolojide bir “web sitesi
kurmalı” ya da web sitesine bu teknolojiyi kazandırmalı.
Yaptığı
işi,yani sattığı ürünü ya da sağladığını hizmeti “online” ortamda da
markalaştırmalı,Facebook,Twitter,Pinterest veya Google+ gibi sosyal medya
araçlarındaki varlığını geliştirilmeli (adet olsun diye değil, profesyonelce),bu yolla herkese ulaşmalı ve markaya sadık bir topluluk yaratmalıdır.
Rekabetinizi Gözlemleyin!
Gelelim
rekabet işine.Buraya kadar olan süreçleri başarıyla yöneten markaların büyük
bir kısmının ortak zafiyeti “rakip analizi”.Marka yöneticileriyle
gerçekleştirdiğim bir çok toplantıda bu zafiyete çok sık rastlıyorum
diyebilirim.Sektör içi “pişti”leri de unutmamak gerekir!
En
temelde yukarıda sayılanları gerçekleştirebilmek için internet ortamında
rekabetçi bir tavır sergilemek şarttır.Sitenizin ne kadar rekabetçi olduğunu
gözlemleyebilmeniz için binlerce araç ile ölçümleme yapıp rakiplerinizle kendinizi
kıyaslayabilirsiniz.Keza sosyal medyada bir çok aracı kullanarak markanızla
rakiplerinizi yan yana değerlendirebilirsiniz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder